İnsanlar, yaratıldıkları ilk günden bugüne kadar farklı nedenlerden dolayı yer değiştirdiler ve sonraki nesillerini oluşturmak için ürediler. Başlangıçta hayatta kalma çabaları içerisinde yer alan bu yolculuklar, aradan geçen binlerce yıldan sonra bugünkü içeriğiyle bildiğimiz turizm olgusu içinde yer almaya başladı. Turizm, yarım yüzyıl içerisinde yaşadığı büyük savaşlardan yorgun ve harap olan Dünya için, taze bir başlangıç yapma fırsatı olarak görüldü. Son Dünya savaşında, daha kısa pistlerden kalkıp, daha uzağa gidip, daha çok bomba atmak ve az yakıt harcamak için geliştirilen uçaklar, artık yabancı ülkelere bomba yerine turistleri ulaştırmada kullanılmaya başlandı. Savaş sonrası gelişen turizmin aydınlık yüzünde bunlar olurken, karanlıkta kalan diğer tarafta, savaşın eski bir kötü alışkanlığı olan fuhuş da, sessiz fakat kalıcı bir şekilde gelişen turizm içerisinde büyümeye devam etti. Turizmin karanlık tarafındaki seks turizmi, yarattığı etkiler ile 1980’lerden itibaren tüm Dünya’nın dikkatini çekmeye başladı. Konu hakkında araştırmalar yapılmaya başladıktan sonra, seks turizminin ortaya çıkan acı gerçekleri kamuoyunda şok etkisi yarattı. Parlak ışıkların süslediği lüks otellerin, lezzetli yemeklerin ve içeceklerin sunulduğu restorantların ve batıya bir cennetmiş gibi çizilen tatil yörelerinin aslında kadınlar, erkekler ve çocuklardan oluşan seks işçilerinin acıları ve sömürüsü üzerine kurulduğu gerçeği tüm Dünya’ya ağır geldi. Seks turizminin, modern kölelik olduğu gerçeğinin üzerinden geçen 30 yılda ise bu pazar her geçen yıl daha da büyüyerek, yeni sömüren ve sömürülenleri içine çekti.
Basım Yılı | 2019 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 128 |
Yazar | Alper Ateş |