Temelleri Roma Hukuku'na dayanan satıcının ayıptan doğan sorumluluğu, teknolojinin gelişmesiyle günümüze değin yeni dogmatik boyutlar kazanarak gelmiştir. Bugün Türk hukukunda da satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin hükümler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da, 6102 sayılı Ticaret Kanunu'nda ve 7 Nisan 2010 tarihinde iç hukukumuzda yürürlüğe giren Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Anlaşması (Convention on Contracts for the International Sale of Goods)'nda bulunmaktadır.
Türk hukukunda sözleşmeden doğan borç ilişkilerinin ve dolayısıyla satım sözleşmesinin düzenlendiği genel kanun Türk Borçlar Kanunu (TBK)'dur. Bu nedenle hukukumuzda satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin özel hükümler içeren diğer kanunlar, hüküm bulunmayan hallerde Türk Borçlar Kanunu'na yollama yapmak suretiyle TBK hükümlerinin uygulanacağını düzenlemiştir. Bu anlamda Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen taşınır satımında ayıp hükümlerinin uygulama alanı kitapta; ticari, tüketici ve milletlerarası taşınır satım sözleşmeleri bakımından ayrı ayrı incelenmiştir.
Kitapta satıcının taşınır satımında ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş hükümler incelenmektedir. Bununla birlikte satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin özel hükümler içeren diğer kanunlardaki düzenlemelere ve yargı içtihatlarına da kitapta yer verilmiştir. Böylelikle satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin Türk hukukunda bulunan hukuki düzenlemelere bütüncül bir bakış açısı kazandırmanın yanında konuya ilişkin yargı içtihatlarına yer vermek suretiyle uygulamacılara da yardımcı olmak amaçlanmıştır.