Ünlü Türk filozofu Mevlana’nın"Tanrı korusun, Türk bağırırsa eğer, Köpek nedir ki, aslanın erkeği kan kusar.”diye karakterize ettiği Türk milleti, pek çok yerde olduğu gibi İran’da da egemenliğini uğramış olduğu vahim soykırımla kaybetmiş ve kendi toprağında kimlik itibarıyla aşağılanarak esarete alınmıştır.Firdevsi’nin "Şahname” eserindeki İran-Turan efsanesi üzerinden hareket edilerek kurgulanmış olan sözde resmi tarih anlayışı ile İran, Türk dünyasının dışında ve karşısında tutulmuştur. Bu resmi tarih anlayışı, Türklerin Avrasya egemenliğinin büsbütün yenilgiye uğramasından ve Müttefik Kuvvetlerin işgalinden sonra kurulan Yeni Dünya Düzeni ile meşruluk kazanmıştır. Dünyada birçok savaş, toplu katliam ve soykırımlar yaşanmıştır. Ancak en ağır, en yıkıcı şekilde soykırıma uğratılmış olan ve hakkında gerektiği seviyede konuşulmayan ve bununla yetinmeyip her daim kendisinin uğradığı soykırımı başkasına yapmış gibi suçlu sandalyesine oturtmakla korkutulan millet Türklerdir. Başka bir ifade ile dünya da en yıkıcı ve korkunç soykırım Türklere karşı yapılmış olan soykırımdır.
Tanıtım Metni