Avrupa Birliği üyeliğine tam adaylık statüsünün kazanılmasının sonucu olarak Türk Hukuku'nun Avrupa Birliği Müktesebatı'yla uyumlaştırılması zorunluluğu doğmuştur. Bu yönde Türkiye Cumhuriyeti tarafından "Avrupa Birliği Müktesebatı'nın Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı" oluşturulmuştur. Taşımacılık müzakere faslı kapsamında 6461 Sayılı "Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun" ile bu Kanun'a dayalı pek çok alt mevzuat düzenlemesine yürürlük kazandırılarak Türkiye demiryolu ağlarının işletilmesi, "altyapı" ile "yolcu-yük treni" işletme unsurlarının varlığıyla serbestleştirilmiştir. Böylece, Türkiye demiryolu ağlarının Avrupa demiryolu ağlarına entegrasyonunun sağlanması hedefi yönünde önemli bir reform gerçekleştirilmiştir. Ne var ki 6461 Sayılı Kanun'un yürürlük kazanmasıyla birlikte, serbestleştirilen demiryolu ağlarında taşıma işlerinin yapılıyor olması oldukça yeni başlangıçlıdır. Bu nedenle, uygulamadan doğan uyuşmazlıklar dava konusu edilmiş olsalar bile, haklarında Yüksek Mahkeme kararlarının varlığı henüz bulunmamaktadır. Sonuç olarak bu çalışma; doğacak uyuşmazlıkların taraflarına izafe edilecek sözleşmesel ve sözleşme dışı sorumluluğun yürürlükteki mevzuat düzenlemeleri ışığında tespit edilmesi gereğine yönelik olarak, yazarının, Türkiye Cumhuriyeti Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde almış olduğu "Avrupa Birliği Hukuku" ile "Lojistik Yönetimi" yüksek lisans eğitimlerinin tez çalışmalarının ışığında hazırlanmıştır.