Ülkemizde son yıllarda yapılan pek çok mevzuat değişikliğinin temelinde, doğrudan veya dolaylı olarak etkili başvuru hakkının güçlendirilmesi amacı yatmaktadır.
Etkili başvuru hakkı, ulusal makam tarafından ele alınan uyuşmazlığın niteliğine göre başvuru prosedürünün basit, hızlı ve düşük maliyetli olduğu, bireylere makul başarı şansı sunan, yeterli giderim sağlayan, sonuç almaya elverişli, uygulanabilen, kısacası hem teoride hem de pratikte etkili olan iç hukuk yollarının bulunmasını öngörmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 13. maddesinde yer alan etkili başvuru hakkının idare hukuku bakış açısıyla ele alınmasını sağlayan bu kitap, uluslararası hukuktaki gelişmelerden yola çıkarak hakkın gerekliliklerini ortaya koymakta, AİHM ve AYM kararları ile konuyu desteklemektedir.
İdari başvuru yollarının uyuşmazlıkları ilk aşamada ve hızlı biçimde çözümleyebilme kapasitesine vurgu yapılırken, halihazırda hukuk sistemimizde yer alan bu yollar etkililik testine tabi tutulmaktadır. Yargı yolunun kapalı olduğu alanlarda idari başvuru yollarının güçlendirilmesi gereği üzerinde durulmakta, idari uyuşmazlıklarda yargısal başvuru yollarının ise pratikteki etkililiği değerlendirilerek, hakkın güçlendirilmesi amacıyla somut çözüm önerileri sunulmaktadır.
Bu haliyle etkili başvuru hakkının, iç hukukta özellikle idari başvurular yönünden insan haklarını güçlendirebilen işlevsel bir araç olarak kullanılabileceği ortaya konulmaktadır.