Son yıllarda yaşanan Covid-19 salgını, sel ve deprem felaketleri, mücbir sebep kavramını ön plana çıkarmıştır. Mücbir sebep, hukukun birçok dalında dava açma ve başvuru sürelerini ya da bir ödev ya da sorumluluğun yerine getirilme süresini uzatan bir neden olarak kabul edilmektedir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda ise dava açma sürelerinin mücbir sebep nedeniyle kaçırılması halinde, dava açma sürelerinin uzayacağı ya da duracağı yönünde bir düzenleme yer almamaktadır. Kanun'da bu konuda düzenleme bulunmaması nedeniyle, konuyla ilgili hem doktrindeki görüşler hem de Danıştay kararları arasında birlik bulunmamaktadır.
Oysa kişilerin iradeleri dışında gerçekleşen, öngöremedikleri ve önleyemedikleri durumlar nedeniyle dava açma süresini kaçırmaları halinde, dava açma süresinin bu durumdan etkilenmeyeceğinin kabulü, hak arama özgürlüğü önünde önemli bir engel teşkil etmektedir. Bu düşünceden hareketle ele alınan kitapta, öncelikle mücbir sebep kavramı üzerinde durulmuştur. Ardından mücbir sebebin idari yargıdaki dava açma sürelerine etkisi konusunda doktrindeki ve Danıştay kararlarındaki farklı görüşlere yer verilmiştir. Mücbir sebebin, idari yargıdaki dava açma sürelerini etkilemesi gerekliliği; mevcut hukuki düzenlemeler, adil yargılanma hakkı, mahkemeye erişim hakkı ve bu hakların Anayasamıza yansıması olan hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmiştir.