Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı günden bugüne kadar geçen süreçte yaşam biçimi, dış dünyayı algılama yöntemi ve yaşadığı coğrafyaya uyum sağlama çabası kültür oluşumundaki ipuçlarını takip etmemize imkân sağlamaktadır. Bu bağlamda tarım ve hayvancılık Türk kültür tarihi içerisinde sözlü ve yazılı kültürel üretim ve üretilen kültürün devamlılığı, biriktirilmesi ve taşınması açısından önemli bir yer tutmaktadır. Uçsuz bucaksız bozkır otlaklarında temel ekonomik faaliyet olarak sürdürülen hayvancılık ve tarım, insan ile birlikte coğrafyadan coğrafyaya değişerek ve gelişerek taşınmıştır. Günlük yaşam içerisinde ekonomik açıdan olduğu kadar besin kaynağı ve işlerde yardımcı olarak da kullanılan hayvanlar aynı zamanda pek çok kültürel unsurun yaratılmasına da vesile olmuştur.
Bu bağlamda hayvancılık ve tarım ekseninde ortaya çıkmış sözlü veya yazılı olarak varlığını korumuş ve bugünlere kadar gelmiş kültür unsurlarını derlemek, kayıt altına almak, yorumlamak ve gelecek nesillere aktararak geçmiş ile geleceğin arasında köprü kurmak halkbiliminin amacı ve kapsamı gereğidir. Gerek halkbilimi gerekse diğer disiplinlerce at, kurt, geyik vb. hayvanlar sıkça çalışılmış ve yorumlanmıştır. Ancak söz konusu çalışmalarda boğa-öküzün bir bütün olarak sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan sorgulandığı söylenemez.
Bu bağlamda elinizdeki kitapta Güncel Türkçe Sözlük’te geçen sığır kelimesinin muhtevasına giren boğa, inek, öküz, geyik gibi hayvanlar önce etimolojik olarak incelenmiştir. Daha sonra ilk yazılı ürünlerimizden günümüze kadar sığır kelimesinin metinlerde nasıl geçtiği vurgulanmıştır. Yapılan bu anlam ve etimoloji çalışmasından sonra mitten başlayarak sığırın halk kültürü ürünleri içerisindeki yeri ve durumu incelenmeye çalışılmıştır. Bizzat öküz veya sığır beslemiş, kullanmış kişilerle yapılan derlemeler sonucu sığır boğa öküzün beslenmesi, çobanlığı, kağnısı, düveni hakkında bilgiler verilmiş ve görsellerle desteklenmiştir.
Sanayi ve teknolojik gelişmeler sonucunda sığır boğaöküzün yemek kültüründe, eğlence ve spor kültüründe, medya kültüründe, marka ve sembollerdeki durumu açıklanmıştır. Sığırın Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar olan serüveni ve son durumu hakkında bilgiler verilmiştir. Yine On İki Hayvanlı Türk Takvimi’nde sığır yılına değinilmiştir.
Günümüzdeki takvime göre düşünürsek 2021 yılı da sığır yılı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Basım Yılı | 2019 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 288 |
Yazar | Fatih Balcı |