Ömer Seyfettin, 36 yıl yaşamış ve bu kısa ömrüne, Türk tefekkürünü, Türk edebiyatını sığdırmıştır.Yaşadığı dönem “çözülme” dönemidir.Osmanlı Devleti için için kaynamaktadır.“Ehl-i Salîb”, Türk’ün ölüm fermanını imzalamış, “Şark Meselesi’ni masaya yatırmıştır. Osmanlı sahasında azınlıkları, Müslim ve gayrimüslim unsurları kışkırtmaktadır.Osmanlı Devleti’nin kurucusu “Turanî” ailedir, kurtarıcısı da Turanî zümre olacaktır: Türk O, Osmanlı sahasına “Türkiye” der.Türkiye’de yaşayan herkes Türk kimliğinin bir parçasıdır.Ömer Seyfettin modern Türk hikâyeciliğinin öncüsüdür. Hikâyelerinin her satırında “millî hissiyat” içimize işler.Ömer Seyfettin bir mütefekkirdir... “Kimiz?” sorusunun cevabını peşin verir: Türk’üz.Türk’ün geleceği için yazmıştır.Düne bakıp günümüzü görebileceğimiz yazılar Ömer Seyfettin’in kaleminden çıkmıştır.Yeni Lisan kapısını açan da odur.Türk’ün hedeflerini belirlediği üç “Yeni Lisan” makalesi; “Vatan! Yalnız Vatan...”, “Yarınki Turan Devleti”, “Mektep Çocuklarında Türklük Mefkûresi”, “Millî Tecrübelerden Çıkarılmış Amelî Siyaset” kitapçıkları; “milliyet”ine dair Sebilürreşad dergisiyle girdiği polemik ilk defa bir araya getirildi.Türk Ülküsü, Dr. Arslan Tekin’in titiz çalışması; Ömer Seyfettin’in eserlerinin yeni nesillere ulaşmasında büyük emek harcayan Prof. Dr. Hülya Eraydın Argunşah’ın derinlikli değerlendirmesiyle sizinle buluşuyor.
Tanıtım Metni