Zor ve silah kullanma yetkisi; anayasa hukuku, idare hukuku, ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku gibi birçok hukuk alanına konu olan bir yetkidir. Bu yönüyle zor ve silah kullanma yetkisi çok geniş bir alana sahiptir. Ancak söz konusu çalışmada, zor ve silah kullanma yetkisi ağırlıklı olarak ceza hukuku bağlamında ele alınmaktadır. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun, Alman Ceza Kanunu'ndan (AlmCK/StGB)'dan esinlenmiş olması sebebiyle çalışmada zor ve silah kullanma yetkisi, önemli oranda Alman hukukuyla mukayeseli olarak açıklanmıştır.
Zor ve silah kullanma yetkisinin bireylerin temel hak ve özgürlerine müdahale teşkil etmesi ve devletin kolluk aracılığıyla kullandığı en önemli müdahale araçlarından biri olması sebebiyle, çeşitli ulusal ve uluslararası düzenlemelerle çok sıkı şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Bu düzenlemelerle hem yetkiden etkilenen bireylerin temel hak ve özgürlükleri koruma altına alınmak istenmiş hem de yetkinin uygulama alanı belirginleştirilerek kamu düzeninin sağlamasına imkân tanınmıştır. Bu çerçevede Türk hukukunda başta PVSK'nın 16. maddesi olmak üzere birçok kanunda zor ve silah kullanma yetkisine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Alman hukukunda ise zor ve silah kullanma yetkisi, "doğrudan zorlama (unmittelbarer Zwang) yetkisi" olarak adlandırılmış ve söz konusu yetki Federal Kolluk Kuvvetleri Tarafından Kamu Yetkisinde Doğrudan Zorlama Yetkisinin Kullanılmasına İlişkin Kanun'la (UZwG) düzenlenmiştir. Doğrudan zorlama yetkisi, ayrıca eyaletlerin polis yasalarında UZwG'yle benzer şekilde hüküm altına alınmıştır.
İlgili düzenlemeler uyarınca kolluk görevlilerinin de zor ve silah kullanma yetkisine başvururken hukuka aykırı bir müdahalede kaçınmak için hangi durumlarda ve orantıda yetkiyi kullanması gerektiğine hâkim olması gerekir. Kolluk kuvvetlerinin genellikle bu yetkiye, şüpheliyi etkisiz hale getirmek isterken ya da toplumsal olaylara müdahale sırasında başvurduğu görülmektedir. Bundan dolayı zor ve silah kullanma yetkisi sıkça yargı kararlarına konu olmaktadır. Çalışmada söz konusu yetki incelenirken, Anayasa Mahkemesi (AYM), Almanya Anayasa Mahkemesi (BVerfG), İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), Yargıtay ve Alman Federal Yüksek Mahkeme (BGH) kararlarına yer verilmiştir.