Her şey, internet çağının tüm dünyayı aynı anda aynı çatı altında buluşturabilecek düzeye gelmesiyle başladı. Bilgisayarlarımızla baş başa kaldığımız dijital dünyaya öyle bir sanal platform eklendi ki, oyunların büyüsüne karşı koyamayan bizim gibi milyonlarca başka insanı tanıdık, her birinin mesafe tanımaksızın yanı başımızda olabildiğini hissettik.
Bu devrimin adı MMO, tadı ise MOBA oldu. Bize en çok keyif veren oyunları, en derin stratejilerle, üstelik yapay olmayan “gerçek” bir zekâya karşı oynayabilmeyi ve kabiliyetlerimizi sınayabilmeyi mümkün kılan bu teknoloji, Knight Online ve World of Warcraft ile başlayıp Dota ve Dota 2 aracılığıyla gelişen RPG türündeki serüvenini League of Legends sayesinde zirveye taşıdı. Öyle ki, artık sadece bir “oyun” olmaktan çıktı ve yeni bir spor dalının, E-Sporun doğumuna öncülük etmeyi bile başardı
