Devrimsiz, reformsuz, ihtilalsiz bir modernleşme arayışı, milli kültürü geliştirecek bir sosyal bilim yaklaşımı, dinin ulus kimliğinin billurlaşmasında inkâr edilemez ehemmiyetini kavrayış, tüm bunların ifade vasıtaları olan dil, tarih ve kültür yaklaşımlarının kıvamına kavuştuğu dönemi II. Meşrutiyet’te bulma çabası Gökalp’i kaçınılmaz olarak geleneğin kuruculuğuna götürmektedir. Zira dönemin Gökalp’i milliyetçi muhafazakâr modernleşme arayışlarına kuruculuk verecek zenginliğe fazlasıyla sahiptir. Mütareke sonrası düşüncelerinde görülen kırılmalar onu inkılâpçı münevver kalıbına sokmaya yetmemiştir. Arkasından gelenlerin tashihleriyle Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Erol Güngör hattı teşekkül etmiştir. Bu gelenek, ulus devlet bağlamında karşılaşılan problemleri çözmek için hasbi tefekküre muhtaç olanları kendisine çağırmaya devam eden mümbit bir akışa sahip görünmektedir.
Tanıtım Metni