Hukuk düzeni içerisinde ayrı bir hak süjesi olarak düzenlenmiş bulunan tüzel kişilik yapısının doğal bir sonucu olan ayrılık ilkesi ile sermaye şirketlerine tanınmış olan sınırlı sorumluluk ilkesi sebebiyle tüzel kişi ile üyelerinin hukuki kişilikleri ve borçlardan sorumlulukları birbirlerinden bağımsız kabul edilmektedir. Fakat bazen tüzel kişinin üyeleri, dürüstlük kuralına aykırı olarak tüzel kişilik yapısının arkasına gizlenerek, hukuk düzenince meşru olarak tanınmış hakları kötüye kullanmakta, bu durum ise ticari hayatı olumsuz yönde etkilemektedir.
Kitapta; kural olarak mevcut kanuni düzenlemelerle problemlerin çözülemediği hallerde istisnai olarak, hakkaniyete dayalı adaletin sağlanabilmesi açısından şirket ile ortaklarının sorumluluklarının ayrı ve bağımsız olmasının bertaraf edilerek, sorumluluğun iki hukuk süjesine de genişletilebilmesini sağlayan, doktrinde geliştirilmiş olan tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi incelenmiştir.
Kitapta özellikle tüzel kişilik kavramı ile bu kavrama hakim ayrılık ilkesi, sermaye şirketlerine hakim sınırlı sorumluluk ilkeleri, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması kavramının dünyadaki ve Türk hukuk sistemi içindeki yeri, tüzel kişilik perdesinin hangi yöntemlerle hangi hallerde kaldırılması gerektiği, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ile benzerlik gösteren organik bağ kavramı ve kollektif şirketlere ilişkin hükümlerin maddi ve zamansal kayıpların önüne geçilmesi adına kıyasen uygulanmasına yönelik çözüm önerisi üzerinde durulmuş, bu konularla ilgili uygulamadan örnekler ve güncel yargı kararlarına da geniş bir şekilde yer verilmiştir.
Yeni baskıda kitap; güncel yargı kararları ve içtihatları ile doktrinde konuya ilişkin çalışan yazarların güncel fikirleri eklenerek okuyucuya sunulmuştur.