Ana akım iktisat teorileri cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği konusunu irdelerken son derece yanlı ve yüzeysel bir tavır sergilemektedirler. Kadın emeğinin marjinalleştirilmesini ve buna bağlı gelişen sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri, piyasanın buyruklarına ters düşer endişesiyle sorgulamak şöyle dursun, âdeta sümen altı etmektedirler. Ücretler belirlenirken cinsiyetin “görünmeyen değişken” olarak denkleme dâhil edilmesinden rahatsızlık duymamaktadırlar. Oysa sürdürülebilir bir dünya ve ekonomik kalkınma için her alanda eşitliğin vazgeçilemez olduğu açıktır.
Ücretin Haksız Belirleyeni: Cinsiyet'in çıkış noktası, daha az fayda getirme maliyetine rağmen iktisaden irrasyonel tutumlara gösterilen zafiyettir. Bu bağlamda öncelikle kadın emeğinin statüsünün tarihsel izdüşümünü ana hatları ile ortaya koyma, sergilenen söz konusu haksız tavrı belli başlı iktisat teorileri ışığında eleştirme, alternatif bakış açılarına ve beraberinde literatürün hâlen eksik kalan kısımlarına değinme gayreti ile kaleme alınmıştır. Yazım esnasında Simone de Beauvoir'ın The Second Sex kitabında belirttiği ümidi ilham olmuştur:
“Umarım bir gün bu kitabın modası geçecektir.”
Umulur ki bir gün şu an elinizde tuttuğunuz bu kitabın içerisinde yer alan tüm konular ve sorunlar tarih olur. Toplumsal cinsiyet algılarının kökten değiştiği, kadın emeğinin istediği rol ve istediği kılık ile toplumda ve emek piyasasında var olduğu, cinsiyet nötr sosyoekonomik yapıların ve politikaların hâkim olduğu bir dünya, gelecek kuşaklara miras bırakılabilir.