Tesis yönetim sektörünü kim temsil ediyor? Kimler temsil etme iddiasında? Ülkemizde yaşanan -başta depremler ve yangınlar olmak üzere- bunca acı olaya rağmen tesis yönetim sektöründen tek kelime açıklama tek kelime katkı duyamadık. Bu durum, tesis yönetim sektörünü temsil etme noktasında tesis yöneticilerinin pek de öne çıkamadığını kanıtlar nitelikte.
“… Bina inşa süreci (2-3 yıl) ve bina kullanım süreci (40-50 yıl) olarak ayrımını vurguladığım süreçler ile ilgili kritik soru şudur: İnşası tamamlandığı ilk gün dünyanın en sağlamı ve kalitelisi olan bir bina bu özelliğini tüm kullanım süreci boyunca %100 koruyabilecek midir? Yoksa kullanımda gösterilen özen ve çevre şartlarına bağlı olarak bina sağlamlığı bazı zaaflara uğrayacak mıdır?...”
“… Yönetimini üstlendikleri tesislerde, olası tehlikeleri ve riskleri en fazla ve en iyi gözlemleme şansı tesis yönetim kadrolarındadır. Binalarda/tesislerde en çok mesai harcayan ve kendilerini “binanın annesi” olarak tanımlayan sektörün, karlarını artırmak dışında risk hafızalarını geliştirmek ve karşılaşılan olumsuzlukların nedenlerini bir kenara not etmek/tecrübe biriktirmek gibi odakları olsa bu konuda söyleyecek çok sözleri olurdu…”
Elinizdeki kitap, tesis yönetim sektörünün ülkemizdeki kısa geçmişini, ezberlerini ve açmazlarını, sektörün aktörlerine yakından bakarak görünür kılmaya çalışıyor. Sektöre yerleşmiş görünen “kâr-zarar-finans” odaklı yaklaşımların bilgi paylaşımına ve gelişmeye verdiği zararları tartışmaya açmayı ve somut çözüm önerileri getirmeyi hedefliyor.
