Umut’la yaşamak…Belki kadın olup dokuz ayda bir çocuk doğuramadım ama 33 yılda içimde biriktirdiklerimle bir kitap yavruladım bende. Elbet bir Meryem değilseniz kendi başınıza bir yavru dünyaya getiremezsiniz, yanlış anlamayın, benimde bu yavrum bir piç kurusu değil. Bu yavrunun anası elbet benim, babası ise yüce Yaratan’ın 33 yılda çizdiği kader kadar, bu hayatımın rahmine tohumlarını bırakan çevrem ve dönemin devlet adamlarıdır.Umut’a son on yılında anlattıklarından ve yaşadıklarından olsa gerek, sıkça sorulan bi soru vardı. Sen Necisin? Kimdensin? gibi sorular. Umut bu soruların cevabını hiç merak etmiyordu, Çünkü o kendinden yanaydı. Onun merakı kimler Umut’un yanındaydı?Okumayana dili lâl olmuş kitap gibi suskunumOkuyana çağlayan şelale, kundakta ağlayan bebeğim.İki ihtimal ey sevgili, Ya cidden öbür taraf var, ya Tanrının bana söylemek istedikleri. Dedi ve yanındakilere fısıldadı.Gül gibisin ey sevgili, sanki dalına koysam duracak gibisin. Nasıl anlatsam bilmiyorum, Şarabın son kadehte damakta bıraktığı mayhoşluk, âdemin yaptığı yanlışlıktan dolayı, Tanrıda kalan burukluk, İsa’nın ölümünde saklı olan tuhaflık, dinin, ümeranın elindeyken füruatlık gibi sanki ey sevgili, daha yaşayacağımız çok şey varken, içeride sende bulunduğum tutsaklık.Yaşatmak için yaşarsın,Anlatmak için konuşursun,Bazen anlaşılmamak için, Yazarsın.
Tanıtım Metni