Romanlarımızda birtakım insanlar, olaylar anlatılarak tarihî ve toplumsal kesitler verilmek istenmiş. Göz, kulak, kamera kesilmiş romancılarımız, hafıza ve bilgi ile hem oluşturulan kişiler ve olaylarla somutlaştırarak dönemi özetliyor hem de ortaya çıkan birtakım sorunları tartışıyor.
Sanatçı, bilginlerin görmediği gerçekleri büyük bir sezişle aydınlatabiliyor. Bütün olayları, kişileri konuşturuyor. Gerçek hikâyelerimizi düşünülmüş olay ve kişilerle canlandırıyor. İçinde yaşadığı toplumu bir piyano gibi çalmasını biliyor. Romanlarımız, zamana tutulan bir ayna gibi milletimizi derinlemesine kavrıyor. Toplum hayatımızla ilgili hemen her meseleyi kucaklıyor. İçinden çıktığı toplumumuzun yoğun bir özeti, seçkin bir modeli hâlinde. Milletimizin özelliklerini taşıyor. Toplum hayatımızın iz düşümünün belgeleriyle örülü.
Romanlarımız, günümüzü oluşturan şartların sanatçı gözüyle araştırma ve tartışmasını ortaya koyuyor. Toplumumuzun her kesimini gözler önüne seren dev birer sosyal bilimler laboratuvarını andırıyor. Gündelik olayların arkasındaki gerçeği kavrıyor. Hayatımızın gerçek anlamını, şeklini ve yönünü anlamamıza yardım ediyor. Günümüzü, hâlimizi ve yolumuzu aydınlatıyor. Bugünün tarihçisi, toplum bilimcisi ve yaşadığımız hayatı anlamak isteyen herkes için dönem romanlarımız çok sağlam bir kaynak.
Eserimiz, Türkiye'nin 1970-2000 arası otuz yıllık dönemi üzerinde duruyor. Değişik kesimlerin ilgi gösterdiği 17227 sayfa tutan 61 romana ve birçok sosyal ve toplum bilimcinin çalışmalarına dayanıyor. Dolayısıyla kitabımız her kesimden insanımızın okuması, üzerinde düşünmesi, değerlendirmesi gereken bir eserdir.