Tarihin derinliklerinden günümüze ulaşma başarısı gösteren Türk boylarından Uygurların devirlere göre farklılık gösteren kaderleri söz konusudur. Önce bozkırlarda büyük bir kağanlık kuran Uygurlar, daha sonra din değiştirdikleri gibi yerleşik hayata da geçerek çok zengin kültür ürünlerinin günümüze kadar ulaşmasını sağladılar. Onların meydana getirdiği maddi kültür Türk tarihinin ilgi çekici bir temelini oluşturur. Uygurlar da Hunlar, Gök Türkler gibi Moğolistan bozkırlarında kağanlıklarını yükselttiler. Önce Türk birliğini sağladılar. Arkasından Çin’i baskı altına alıp vergiye bağladılar. Onların kağanlığı tam anlamıyla bozkır kültürü özellikleri taşıyordu. Bayan Çor Kağan zamanında dikilen Tes, Taryat ve Şine Us yazıtları, içerik bakımından Uygur Kağanlığı’nın Gök Türklerin devamı olduğuna işaret eder. Mani dinine girmeleri sosyal ve siyasi hayatlarını olumsuz etkiledi. Ancak, sonrasında şehir inşa etme ve diğer mimari eserler konusunda hatırı sayılır eserler verdiler. İpek Yolu ve Çin üzerinden elde ettikleri gelir zenginleşmelerini sağladığı gibi sosyal değişimlere sebep olarak rahata alışmalarına da yol açtı. Buna rağmen kağanlıklarını ayakta tutabildiler ve gerçekleştirdikleri Orta Asya hâkimiyeti 840 yılına kadar devam etti. 832 sonrası aralarında başlayan iç çekişmeler durmak bilmedi. Kendi hanedan üyelerinden birinin yol göstermesiyle harekete geçen Kırgızlar tarafından yıkıldılar. Bir kısmı Kansu bölgesine göç ederken, diğer bir grup Turfan civarına gitti. Bundan sonra kaderleri farklı mecralarda akarak günümüze kadar geldi. Bu eserde farklı alan ve zamanlarda kırılma anları yaşayan Uygurların, 840 yılından önce oluşturdukları Ötüken merkezli büyük kağanlık ele alınmıştır.
Tanıtım Metni