“Kızı uyandırmaya çalışmayın lütfen. Ne kadar uğraşsanız da gözlerini asla açmaz zaten… Kız derin bir uykuda ve her şeyden bihaber,” diye tekrarladı kadın. “Hep böyle uyuyacak ve başından sonuna kadar hiçbir şeyden haberi olmayacak. Kiminle uyuduğundan bile… Bu konuda endişeniz olmasın.” Güçten düşmüş yaşlı adamların geceleri yalnız uyumaması için “uyuyan kızlarla bir gece geçirme” hizmeti sunan bir evle başlıyor hikâye. Bir tanıdığı vasıtasıyla bu evi öğrenen İhtiyar Eguchi, evdeki ilk gecesinde kendini kızıl kadife perdeli bir odada uyuyan, hayır, uyutulan çıplak bir kızın yanında bulur. Yaşlı adamın kızın bedeninde keşfedeceği his, yaklaşmakta olan ölümün korkusu mu, yoksa kıza ne yaparsa yapsın uyanmayacak olmasının heyecanı mıdır? Uyuyan Güzeller, 1962 yılında 16. Mainichi Yayıncılık Kültür Ödülleri’nin Edebiyat ve Sanat kategorisinde ödüle layık görüldü. Bu jüride yer alan Yukio Mişima, eseri şöyle tanımlayacaktı: “Olgunlaşmaktan çürümeye dönen bir meyvenin ufuneti gibi, bu yapıt da dekadan edebiyatının şaheseridir.”
Tanıtım Metni