Aklının duvarlarını yık, müziğin sesini aç, dilinin kemiğini kır. Jetonu at, oyunu başlat. Ve bas bas bağır ve dans et ve kovala. Beğeni sayısı artıyor, videolar yüz binlere varan izlenme rakamlarına ulaşıyor. Hayat eskisinden daha heyecanlı, uyku ise hep olduğu kadar iç gıdıklayıcı. Hem akıllı ol hem deli. Hem suçlu hem güçlü. Bazısı vampir, bazısı Youtube tanrısı. Kanalımıza hoş geldiniz ama biz karmakarışığız. Gülümseyin. Kayıttayız! Uzay Gazinosu, söyledikleri kadar söyleyişindeki kara mizah ile de okurun zihnine sızacak bir roman. Anıl Nişancalı, şaşırtıcı gözlem gücüyle, keskin zekâsıyla ve ironik anlatımıyla bambaşka bir dünya kuruyor bize. “İşleri tanrının tarafından dinleseniz hâlâ saçlarınıza, kıyafetlerinize, fotoğraflarınıza uyguladığınız eskitme efektlerine, yediğiniz yemeğin tuzuna, ettiğiniz lafın geçerliliğine bu kadar tutulur muydunuz? Tutulurdunuz. En beğendiğin değil, en beğenilen kıyafeti al. En sevdiğin mekâna değil, en sevilen mekâna git. Hoşlandığına değil sana yakıştırdıkları kişiye âşık ol. Ve şikâyet et. Yaşamından şikâyet et. Bindiğin otobüsten şikâyet et. Telefonunun yavaşlığından, kahvenin sertliğinden ve alışveriş merkezinin evine uzaklığından şikâyet et. Kim olduğun asla yetmesin. Biri olmak yerine, gibi görünmek sana başarıyı getirsin. Kim olduğunun yetmediğini anladığında şikâyet et. Suçla. Kendini suçla.”
Tanıtım Metni