Vakıf kurumu ile yönetim organı arasındaki hukukî ilişki büyük bir önem arz etmektedir. Bu sebeple yöneticilerin hangi hukukî bağla vakıf kurumuna bağlandığı noktasındaki tartışmalara kitapta yer verilmiştir. Yapılan araştırmada farklı görüşler incelenmiş ve hukukî bağa ilişkin en mâkul görüşün, vekâlet sözleşmesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Vekâlet sözleşmesine dayanan sorumluluktan bahsedebilmek için; zarar, illiyet bağı ve kusur unsurlarının mutlaka bulunması gerekmektedir. Bu unsurlardan özellikle kusur, vakıf yönetim organının hukukî sorumluluğu bakımından çok yanlış anlaşılmıştır. Uygulamada maalesef Vakıflar Kanunu 10. maddesindeki "kusur" ibaresi yanlış anlaşılarak, haksız fiil sorumluluğundaki kusur şeklinde algılanmıştır. Yani bir vakıf yöneticisinin vakfa verdiği zarar ortaya çıktığında, vakıf adına dava açanların, ilgili yöneticinin kusurlu olduğunu ispatlaması istenmiştir. Fakat vakıf ile yöneticisi arasındaki hukukî bağ, bir vekâlet sözleşmesi olduğundan, sözleşmeler hukukundaki kusur karinesi devreye girmekte ve zarar veren tarafın kusursuz olduğunu ispat etmesi gerekmektedir.