İslam Bey: Devlet savaş açmış. Düşman sınırda şehitlerimizin kemiklerini, topraklarını çiğnemeye çalışıyor. Nasıl olur! Düşmanın silahı vatana çevrilsin de karşısında en önce benim göğsümü bulmasın? Nasıl olur! Vatan tehlikede olsun da ben evimde rahat oturayım! Nasıl olur! Devlet yerinden oynasın da ben mıhlanmış gibi burada kalayım! Nasıl olur! Bugün vatan sevgisi her şeyden kutsal olsun da ben yalnız senin aşkınla uğraşayım? Nasıl olur! Dünyada her şeyin ilerlediğini bilirken ben niçin babamdan, atalarımdan geri kalayım? Vatan! Vatan!.. Vatan tehlikede diyorum! İşitmiyor musun? Dört perdelik tarihî bir dram olan Vatan Yahut Silistre, Türk edebiyatında Batılı anlamda yazılmış ilk tiyatro eseridir. Aynı zamanda edebiyatımızdaki “vatan” temalı ilk oyun olma özelliğiyle de dikkatleri üzerine toplar. Yurtseverliği ve kahramanlığı konu edinen oyunda, savaş meydanında aşkın, vatan sevgisinin, millet fikrinin, fedakârlık ve kahramanlığın, sadakat duygusunun, dostluğun ve vefanın iç içe geçtiği olaylar anlatılırken vatanın kurtuluşu Silistre Kalesi’nin savunulmasına bağlanır. Yazarın halka, her türlü duygunun üstünde tuttuğu vatan sevgisini ve fikrini, hürriyet aşkını aşılamak isteyişinin bir tezahürü olan eser, vatan sevgisinin timsali olan İslam Bey ve Zekiye aracılığıyla, yazarın toplumda görmek istediği iradeli, vatanı için ölümü göze alabilen aktif insan arayışına, buradan hareketle Tanzimat ruhuna uygun düşecek biçimde yeni bir toplum yaratma gayesine hizmet eder.
Tanıtım Metni