Ve yalnızlık; çöl gecesinde vurgun yemiş balıklar kadar yalnızlıkVe yalnızlık; akan zaman içinde bir an zamanı durduran yalnızlıkVe yalnızlık; yağmurlu bir günde güneşi özlemek kadar yalnızlıkVe yalnızlık; konuşmak istediğimizde çıkmayan sesimiz kadar yalnızlıkVe yalnızlık; Yusuf boylu kuyularda bir cücenin rüyası kadar yalnızlıkVe yalnızlık; parmaklarımın ucunda kırılan karınca kalpleri kadar yalnızlıkVe yalnızlık; maskeleri çıkarayım desem gerçek yüzüm kadar yalnızlıkVe yalnızlık; kırk yıl ya da yedi yıl bir menzile eremeden tutmayan uykular içindehep yalnızlık rengi bir fular taktığım kadar yalnızlıkVe yalnızlık; bitirdiğim yollar yanarken ayak izlerimden,varamadığım yerlerden gelen esintiler içinde büyüyen bir yalnızlıkVe yalnızlık; çobanlar gecenin saçlarını tararken kuzular uyanmasın diye,ben parmaklarımı bir bir kırıyordum ve kırıldı diyene kadar kaldığım büyük bir yalnızlık içinde,Ve yalnızlık; dolaplarda sakladığım şiirler hıçkırıklarıyla yanarkengece ve gecenin örtüsünü kaldırmak için düştüğüm bir yalnızlık içindeVe yalnızlık; ıssız bir istasyonda bırakılmış sefer sayısı olmayan bir tren kadar yalnızlıkVe yalnızlık; geceleri camlara vuran kim diye uyandığım uykudan sonraki yalnızlıkVe yalnızlık; her sabah uyandığım yorgun bir ezan sesi ile yaşadığım kadar yalnızlıkVe yalnızlık; ip üstünde yürüyen cambazın ayağı kayarken yaşadığı kadar yalnızlıkVe yalnızlık; bir içimlik bile tütün olmadan, sokakların kristali ve cehenneminde buz olan bir yalnızlık
Tanıtım Metni