“Anlatayım efendim bizim evin trajedisini. Az önce demiştim ya, anamla babam hala çocukları diye. O çocukların engelli olmalarının sebebinin akraba evliliği olduğunu söylüyorlar. Anamın küçükken gözüne bir taş değmiş, ondan dolayı da gözü dökülmüş. Babam ise askerden sonra taş ocağında çalışırken, nasıl olmuşsa taş düşmüş ayağına. Adamın ayağı orada kırılmış. Bir kırıkçıya götürmüşler. Adam babamın ayağını yapacağı kadar yapmış. O zamanlar kim doktora o tip kırıkları götürür ki? Hoş şimdi bile götürmüyorlar ya. Babamın ayağı biraz kısa ve eğri.”
“Bak İbrahim usta, ben sana kendi dinimden neden bahsetmiyorum biliyor musun? Çünkü senin tavır ve davranışlarının değişeceğinden endişeleniyorum. Ezidilik, İslam ve diğer Semavi dinlerden çok farklıdır. Ezidilikte sizin şeytan dediğiniz, bizde melek. Yani dünyayı da, Tanrı’dan sonra meleği Davuz idare eder. Yani bizim dinde şeytan diye bir şey yoktur. Sizin şeytan dediğiniz, bizde meleği Davuz’dur. Ezidiler, Adem’in soyundan, diğer dindekiler Havva’nın soyundan gelmedir. İşte İbrahim ustacığım, senin çok merak ettiğin Ezidilik budur. Sana bizim dini kitabımızı da anlatayım. Bizim kitabımız Mushaf-ı Reş’tir. Artık benim dinimi de öğrenmiş oldun. Bakalım senin de bana karşı tavırlarında bir değişiklik olacak mı?”
Basım Yılı | 2018 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 182 |
Yazar | Haydar Çiçekel |