Verda, ormanın karanlık yollarından kaçarak
“Lemurya Kampı” sınırına ulaştığında gecenin karanlığından aydınlığa doğru dünya yüzünü
çevirmişti. Doğan kızıl günün puslu havasında
köpeği Rafi, Verda ’yı ormanın arka kapısında
bekliyordu…
Koşarak kampın içindeki ilk villaya köpeğiyle
beraber girip kapıyı sıkıca kapattığında soluk
soluğa kalmıştı…
Denize doğru bakan geniş camlara koştu. Perdenin arkasından onu takip eden kimse olup olmadığına baktı. Odanın kapısını da sıkıca kilitleyerek tek kişilik yatağına uzandı. Köpeği Rafi de yatağının yanma, betonun üzerine sessizce, ses çıkarmaması gerektiğini bilerek kıvrıldı…
Verda, derin uykusunda, köyden gelen konuşmaları, evlerden gelen dedikoduları, sesleri dinleyerek bir girdabın içine doğru yol almaya başladığında çocukluğuna, çocukluğunun o masum günlerine gitti. Kedi kız, sıkıldığında girdiği masanın altından koşuşturun annesini, kardeşlerini seyrederken elinde ışık saçan sopasıyla uzun saçlı, beyazlar içerisinde bir melek belirdi.
Annesi ona gülümseyerek, “Kızım uyan, bu zorlukları da aşacaksın, tekâmül yolculuğunun sonundasın, güçlü ol…Ben hep yanındayım… Sonunda kazanacaksın.” diyordu
Köydeki sesler yavaş yavaş aydınlanan günle beraber kaybolurken, o biliyordu ki, yedi senedir karanlıkta bırakıldığı bu ormanda, susuz ve karanlıkta geçen günler, kalbindeki ışığın gücüyle aydınlığa dönüşecekti.
Umutlar bitmediği sürece, yaşam onu istediği hedeflere içindeki vicdanıyla birlikte sürükleyecek, sabırla tekâmüle erecekti.
Basım Yılı | 2021 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 336 |
Yazar | Gülay Karaoğlu |