Her büyük filozofun felsefeye yeni bir yön verdiği söylenebilirse, felsefe tarihinde bunu iki kere gerçekleştiren yalnızca Wittgenstein'dır. İlki, dünyanın karşısına “Büyük Ayna”yı (Dil’i) koyabilmek için “aynı”nın teminatı durumundaki kapsamlı bir öğretiye mantığın ideal düzleminde çalışan erken eseri Tractatus Logico-Philosophicus'la ve ikincisi, dili bir "oyun" mantığı içinde kurabilmek için "fark"ın mantığını sorgulayan geç eseri Felsefi İncelemeler'le özdeşleştirilen, kopmaları ve süreklilikleri birlikte barındıran iki ayrı girişimle "iki kere felsefe", Yakın dönem düşüncesini karakterize eden dil dolayımlı felsefi yönelimlere önemli bir ivme kazandıran bu çifte müdahalenin sunduğu yeni olanaklar, hala çok canlı bir tarışma odağı oluşturuyor.Bu çalışmada, Tractatus Logico-Philosophicus (ve onun önhazırlıklarını içerin Notebooks 1914-1916 ile Prototractatus) çevriminde yer alan bir dizi soruna, erken Wittgenstein'ın felsefesinin artı ve eksi hanelerine yaptığı eklentiyi değerlendirmek amacıyla yaklaşılıyor. Wittgenstein'ın erken dönem felsefesini belirleyen "resim teorisi"nin talepleri ve sonuçları açısından, felsefenin geleneksel anlamından koparılışı ve atfedilen yeni anlam ve görevlerle yeniden tanımlanışı, teorik yapıyı belirleyen argümantasyon ve yapılsal'mantıksal çözümlemeler bağlamında sorunlaştırılıyor.
Tanıtım Metni