Yakın geçmişin takibi, hali hazırda ne yazılıp çizildiğini anlamaya anahtar oluşturacaktır. Hele bu yakın geçmiş, çok hızlı ve yoğun yazma eylemine sahne olmuşsa, bu durumun önemi bir kat daha artacaktır. Bu manada seksenlerden itibaren bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de baş döndürücü değişimlerin yaşandığı bir gerçektir. Bu değişimle birlikte teknolojik icatların insanoğlunu veri bombardımanına tuttuğu açıktır. Bu hızlı dönem, erken eskimeyi beraberinde getirmekte, birçok yaşanan olay, durum çabucak unutulmaktadır. Edebi eserler de bu makûs yazgının mağduru olmaktadır.Çok kıymetli eserler bir süre itibar görse de erkenden rafların mahkûmu olmaktadır. Birçok ehemmiyetli değişim, dönüşüm hiç olmamış konumuna düşmekte, haliyle anı değerlendirmede mutlaka nazarıitibara alınması gereken anlayışlar yok sayılmakla eksiki donanım ortaya çkımaktadır. Hem unutulmuşluk hem hakkın teslimindeki eksiklikler bu çalışmaya gerekçe gösterilebilir.