Bu eser, coşkunlukla zirveye ulaşmış bir sufinin, seçilmiş 110 adet gazelinin çevirisini içeriyor. Gazeller, Mevlana’nın şiiri içinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Aşk ve tutkluyu kendine merkez edinmiş bri sufinin, bir ayağını bu merkeze basarken, bütün varlığıyla cezbeye tutulmasının en derin ifadesini bu gazellerde duyarız. Mevlana’nın derdi ne şiirdir, ne aruzdur, ne de kalıp. Mevlana, aruzu da kalıbı da zaman zaman hiçe sayarak hedeflediği mananın peşinden koşuyor. Mevlana şiirinin Farsça’daki lirizmini, sesini ve ahengini olabildiğinde hissedip benzer etkiyi uyandırabilecek tarzda Türkçe’ye aktarmaya çalıştık. Mevlana’nın şiirlerindeki ritmi yakalayan ve çoğu yerde de aruza denk söyleyişler üzerine kurulan bu şiir çevirilerinde, şimdiye kadar yapılan Mevlana çevirilerinde bulamadığınız tadı yakalayacaksınız. Mevlana’nın yana yana yaşadığı ve döne döne söylediği gazellerinden bir demet sunuyoruz sizlere.