Yapay zekâ teknolojisi, önceki teknolojik kırılmalardan çok daha derin dönüşümlere yol açmaktadır. Özellikle çok hızlı gelişmesi ve çok amaçlı kullanılma kapasitesi bu dönüşümü hızlandırmaktadır. İki yıl gibi kısa sürede bu sistemlerin kullanılmadığı bir alan hemen hemen kalmamıştır. Hızla yeni bir ekosistem oluşmaktadır. Yeni ekosistemde, iş süreçleri değiştiği gibi meslekler ve iş pozisyonlarının gerektirdiği beceri setlerinde de dinamik dönüşümler yaşanmaktadır. Bireyler, yeni becerilere göre donatılmadığında ya mevcut işlerini kaybetme ya da daha düşük becerili ve dolayısıyla daha düşük ücretli iş pozisyonlarına kayma riskleriyle karşı karşıyadır. Uzun zamandır tüm dünyada mevzi kaybeden orta sınıfların, önlemler alınmadığında bu teknolojik dalga ile çok daha fazla savrulma yaşayacakları öngörülmektedir. Diğer taraftan yapay zekâ alanında ülkeler arasındaki rekabet de giderek artmaktadır. Yakın zamanda Çinli girişim DeepSeek'in ABD piyasalarını nasıl derinden etkilediği göz önüne alındığında rekabetin ve etkilerinin boyutu daha iyi anlaşılacaktır. Dolayısıyla yapay zekâ ile gelen devasa teknolojik dalganın etkilerini anlamamız hem faydalarından yararlanabilmemiz hem de risklerine karşı korunabilmemiz için kritik öneme sahiptir. Yapay Zekâ ve Toplum kitabı, sadece yapay zekâ teknolojisini anlamaya katkı sağlamamakta, ayrıca okuyucuyu bu teknolojik dalganın eğitimden iş gücü piyasasına kadar çok farklı alanlarda toplumsal etkileri üzerine ufuk açıcı bir yolculuğa çıkartmaktadır.
