“Yanlışlıkla konuştukça zamanın izafiliğini deneyimliyordum. Yanlışta vakit çabuk geçiyordu. Doğru denilen şey durağan ve sıkıcı; yanlış ise dinamik ve keyifliydi.” Ayakları dünyaya değmeyen, gözleri zevahiri görmeyen, konuşası olmasa da asgari nezakette birkaç cümle kurması gereken bir adam. Elleri çiy damlası bir kadın. Bir de kahrolası “kahrolası aidiyet hissi!” Hakkı Altmışdört, bu usta novellada benlik sorgusunda çıkarıyor okuru. Yalın, derin, etkili. Yapayanlış, dosdoğru düzlemde ruhsal bir depremi rihter ölçeğine vuruyor. Kurgusu ve üslubu yepyeni.
Tanıtım Metni