Kamu görevlileri hakkındaki özel yargılama usulleri, yoğun eleştirilere rağmen Cumhuriyet öncesi dönemden beri varlığını sürdürmekte ve kamu görevlilerine güçlü bir koruma mekanizması sağlamaya devam etmektedir.
Özel yargılama usulleri, Anayasa'da güvence altına alınmış olan yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağı kapsamında etkili ceza soruşturması yürütülmesi yükümlülüğünün yerine getirilebilmesi üzerinde önemli sonuçlar doğurmaktadır. Soruşturmanın hızlı ve bir bütün olarak etkili şekilde yürütülmesi önünde engel teşkil edebildiği gibi sorumluların tespitini ve gerektiğinde cezalandırılmalarını sağlayabilecek uygun araçların devreye girmesinin de önüne geçebilmekte nihayetinde cezasızlık sonucu doğuran uygulamalardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özel yargılama usullerinin gerekli olup olmadığına ilişkin literatürde devam eden tartışmanın yanı sıra, etkili soruşturma yükümlülüğünün mevcut sisteme rağmen yerine getirilebilmesinin sağlanması meselenin üzerinde durulması gereken bir diğer boyutunu oluşturmaktadır.
Bu çalışma, kamu görevlileri hakkındaki özel yargılama usullerinin etkili soruşturma yükümlülüğü ilkelerinin her biri üzerindeki etkisini inceleyerek, sistemin etkili soruşturma ilkelerine zarar vermeksizin ya da en az zarar verecek şekilde işletilebilmesinin yollarını aramakta ve bu hususta uygulayıcılar tarafından dikkat edilmesi gereken noktaların altını çizmektedir.