Karakter eğitiminin ana amaçları şunlardır:
• Kendine ve başkalarına saygı iklimi,
• Sorumlu vatandaşlık,
• Daha yüksek akademik başarı,
• Geliştirilmiş kişiler arası ilişkiler,
• Daha fazla öz disiplin,
• Daha az davranış sorunları,
• Güvenli okullara sürekli odaklanma,
• Olumlu bir okul kültürü,
• Geliştirilmiş işe alınma becerileri.
Gençlerin karakterinin son şeklini almadığı, hâlâ olumlu yöne çekilebileceği, başka bir deyişle karakterlerini iyiye yönlendirmek için geç kalınmadığına ve hâlâ umut olduğuna inanılmaktadır. Eğitim kurumlarında gerçekleşen ders dışındaki tüm faaliyetler de karakteri eğitme yöntemlerinden biri olarak kullanılabilir. Karakter eğitimi bireylerin iyi ile kötüyü ayırt etmelerinde, iyi olanı takdir etmelerinde ve iyi davranışlar sergilemelerinde yardımcı olma rolünü üstlenmiştir. Kaybolmakta olan değerler üzerine endişeye kapılan toplumlar, eğitim kurumlarının da üzerlerine düşeni yapmalarını beklemektedirler. Yükseköğretimde topluma hizmet etmeyi öğrenme etkinlikleri karakter eğitiminde kullanılan yöntemlerden biridir. Vatandaşlık eğitimi çerçevesinde sık olarak yer alan bu etkinlikler, karakter ve ahlak gelişimi için bir araçtır. İyi tasarlanmış, kaliteli topluma hizmeti öğrenme programlarının yararları analiz edildiğinde, karakter nitelikleri arasında yer alan öz yeterlik ve liderlik yeteneğinin de geliştiği bulunmuştur. Üniversitelerin, bireylerin birbirleriyle ve toplumlarıyla ilişkilerini şekillendirmede kuvvetli etkileri vardır ve hem öğrencilerinin hem de toplumun yararına temel insanî nitelikleri geliştirmek için birçok fırsata sahiptirler. Üniversitelerin topluma karşı bazı görevleri olduğu bilinmektedir ve bunlar arasında öğrencilerinin ahlakî sorumluluğu da yer almaktadır. Karakter büyük oranda erken toplumsallaşma ile oluşturulsa da yükseköğretim deneyiminin öğrencinin kim ve ne olması konusuna etkisi devam etmektedir. 21. yüzyılda üniversiteler büyük, açık ve farklı kurumlar olarak görülmektedir. Artan öğrenci sayıları yüzünden akademisyenlerin öğrencileri ile daha az doğrudan teması olmaya başlamıştır. Üniversiteler o kadar büyüktür ki öğretim elemanları öğrencilerinin değerlerini etkilemek için zayıf bir konumda olmakla birlikte, yükseköğretim kurumları öğrencileri hem kampüs hayatında hem de akademik çalışmalarında etkileme gücüne sahiptir. Dolayısı ile karakter eğitiminin üniversite düzeyinde de sürmekte olduğu fakat bunun bilinçli ve sistemli bir şekilde ele alınması gerektiği belirtilmektedir. Özellikle bu kurumların toplumdaki rolleri konusunda farkındalıklarının artması ve öğrencilerinin ahlâkî gelişimleri için kendilerini daha fazla sorumlu hissetmeleri gerekmektedir. Entelektüel dürüstlüğün en iyi işaretleri, hatalı şekilde ikiye ayrılmalara sürekli olarak direnmektir. İnsanlar, sürekli yanlış ikiye bölünmelerle karşı karşıya gelmektedir. Kelimeler ile yapılan bölünmeler, gerçekler ile hikâyeler, özne ile nesne, ideal ile gerçek, benlik ile toplum arasında bir sürü yanlış ikiye bölünmeler mevcuttur. Eğer öğrenciler, bu sadece bir parçası hatalı şekilde sunulan olgular ve yanlış anlatımlarla sürekli tartışma yapabilecekleri ortamlarda, derslerde bulunabilirlerse ve bu surette üniversiteden mezun olurlarsa karakter adına uygun bir eğitimi almış olacaklardır.
Kitapta karakter eğitiminin gelişimi, tanımları, diğer benzer kavramlarla ilişki ve farklılıkları, karakter eğitiminin önemi, ilk, orta ve yükseköğretimde karakter eğitimi, öğretmen yetiştirmede karakter eğitimi ve yükseköğretimde yapılmış bir araştırma yer almaktadır. Bu çalışmada genel olarak Karakter Eğitimi teorik altyapısı verildikten sonra yükseköğretimde ve öğretmen yetiştirmede Karakter Eğitimi konusuna odaklanılmıştır.