Yol boyunca Adem’i, Havva’yı ve cennetten kovuluşlarını düşündüm. Çünkü içinde bulunduğum durum da, kendi cennetimden kovulmaktan başka bir şey değildi. İsrafil, cennete Adem ile Havva’nın yanına gelmişti, o sıralar henüz ilk günahı işlememişlerdi. Onlara, hem itaat hem de itaatsizlik konusunda özgür olduklarını, ancak sonuçlarını kabul ederek yaşayacaklarını bilmeleri gerektiğini iletmeye gelmişti. İsrafil’in anlattıklarından daha fazlasını merak eden Adem, o konuşmada İsrafil’e aklındaki tüm soruları sormuştu. İsrafil ona dünyanın altı günde yaratıldığını ve daha birçok şeyi anlattı. Adem’in cennetin dışındaki evrenle ilgili sorularına ise İsrafil çizgiyi aşmaması gerektiği şeklinde cevap vermişti. İsrafil’in Adem’e en önemli uyarısı, merakta aşırıya kaçmaması ve tutkuya boyun eğmemesi gerektiğiydi. ‘’Bunları öğrenmiş olmakla tüm bilgelikleri edinmiş oluyorsun, daha fazlasını dileme’’ benden, dedi. Evet, Adem'e ilk söylenen uyarıydı; çok meraklı olma ve tutkuya uyma. Benim yaptığım ise bunların peşinden gitmek ve onların yaptığı gibi itaatsizlik. Belki sürgün nedenim itaatsizliktende öte, yardımı hakedecek hiçbir şey yapmadığım halde bana yardım etmediği için Tanrı'ya isyan etmektir. Bu salakça beklenti, ancak benim gibi bir zamane delisine yakışırdı zaten. İşlediğim suçlar açıkken ve İsrafil’in söylediği gibi, sonuçlarına katlanmak mecburken, mücadele edip kurtulmaya çalışmak ise tam olarak anlamsızdı.
Basım Yılı | 2015 |
Baskı Sayısı | 1 |
Cilt Tipi | Ciltsiz |
Kağıt Tipi | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | 214 |
Yazar | Metin Sarıkaya |