Bizden sır gibi saklanan bir gerçek var. Bugüne dek bize anlatılanlar sadece zehirli masallar... İçimdeki şeytanlarla, düşmanlarla, yok edicilerle savaşacağım. Bende var olan o cennet yerekavuşacağım. Çok mutlu olmaktan daha azını hak etmiyorum. Hiçbirimiz bunu hak etmiyoruz… Anne babalarımız, anneanne ve dedelerimiz, onların anne babaları... Tarih binyıllardır anlattığı masallarla bizi zehirledi. Çoğumuzun sorgulamadan kabul ettiği bu yalanlar, nesillerden nesillere kıymetli bir mirasmışçasına aktarıldı. Şu anda esenlikten bu denli uzaksak, bu masallar yüzünden. İhtiras, vesvese, şüphe, açgözlülük, öfke, kıskançlık, şehvet, kin ve kibir tarih boyunca tüm çocuklara süslü kıyafetler olarak bayram havasında şenliklerle giydirildi. Paylaşma, sevecenlik, affetme, tevazu, sükûnet, şefkat tozlu raflara kaldırıldı. Buna rağmen, hayatımız boyunca içimizi tırmalayan bir şeyler oldu. Bir iç sıkıntısı. Bir rahatsızlık. Biryabancılık. Bastırmaya, saklamaya, hatta parçalamaya çalıştığımız bir arayış. İhtirasla peşinedüştüğümüz hiçbir hedef bize vaat ettiği esenliği sağlayamadı. Artık başka bir yol aramanın zamanıgelmedi mi? Bildiklerimizi zorlayacak, zehrimizi akıtacak, ezber bozacak yeni bir yol? Kendini tanıma yolculuğu için vakit geldi... İyileşme yolculuğu için...
Tanıtım Metni