Sene 1948, Zor Yıllar gibi zor geçti. Yoksulluk almış başını gitmişti, hastalık yanı sıra... Hatırladıkça yazmak istedim. 1939 Erzincan depremini yaşadım, yine yokluk çektik. İkinci Dünya Savaşı başlamıştı, çıkardığımız hasılatın bir kısmını devlet alıyordu. Karlar üzerinde çıplak ayak dolaşırdık. Köyümüzün en yaşlıları Meysun Ana ve Esik Ana çok yoksuldular. Ne bulurlarsa kafalarına sararlardı. O soğuk kış aylarında bizim evde soba yanardı. O yaşlı halleriyle ısınmak için gelip, uzun otururlardı. Öyle sohbete dalarlardı ki uzun uzun masal gibi anlatırlardı. Hatırladıkça yazdım. Hele sevimli Memili Dede, eğik beliyle hızlı yürürdü. Köyümün geçmiş halini hiç unutamıyorum. Bu sevimli insanları seve seve yazdım. Sadece iki köyün ismini kullandım. Okurken içinizin ısınması dileklerimle... -Nazlı Evren-